İnfertilite (Kısırlık) tedavisi GENETİK’siz olmaz…
Çocuk sahibi olmak istiyor fakat olamıyorsanız; uzmanlar size yardımcı üreme teknikleri olarak adlandırdığımız tıbbi uygulamalardan birisini önereceklerdir. Bunlardan en yaygın kullanılanı IVF (tüp bebek) uygulamasıdır.
Tüp bebek uygulamanızda sizi aşağıdaki 6 ihtimalden biri bekleyecektir:
-
Gebe kalırsınız > sağlıklı doğurursunuz
-
Gebe kalırsınız > düşük yaparsınız
-
Gebe kalırsınız > genetik hastalıklı bebek doğurursunuz
-
Gebe kalırsınız > genetik hastalıklı bebek nedeniyle tıbbi sonlandırma yapılır
-
Gebe kalamazsınız > tekrar denemek durumunda kalırsınız
-
Tüp bebek tedavinizin iptal edilmesi/sonlandırılması durumunda kalırsınız
Yukarıda gördüğünüz gibi sadece ilk ihtimal gerçekleşirse, sizin için her şey güzel gitmiş demektir. Diğer olasılıkların tamamında size GENETİK TESTLER YAPILMALIDIR.
-
IVF Bebekleri (Tüp bebekler)
Tüp bebekler ile kendiliğinden gebelik sonrası doğan bebekler arasında sağlık bakımından anlamlı bir fark ortaya konulmamıştır. İleri yaşta başlayacak hastalıklar bakımından veya bazı yaşamsal belirleyiciliği bulunan genetik yatkınlıklar; yani kanser, şeker hastalığı, hipertansiyon ve bazı otoimmün hastalıklara yatkınlık gibi (Poligenik Risk Faktörleri) riskler her iki grup için de geçerlidir. Hatta diğer yandan Genome-Wide Association Studies (GWAS) dediğimiz genetik taramalar tüp bebekler için bir ayrıcalık veya avantaj sunabilme potansiyeli taşımaktadır.
-
Düşük (Gebelik Kaybı – Abortus)
Gebeliğiniz düşükle sonuçlanıyorsa mutlaka arkasındaki sebebi anlamaya yönelik testler yapılmalı ve sebebe göre önlemler alınmalıdır. Bu testlerin bazıları biyokimya testleri iken önemli bir kısmı genetik testlerdir. GEREKEN TESTLER YAPILMADAN TÜP BEBEK UYGULAMANIZI AYNEN TEKRAR ETMEK DOĞRU BİR YAKLAŞIM DEĞİLDİR.
-
Genetik Hastalıklı Bebek Doğumu
Genetik problemle doğan bebekler “nadir hastalık” grubunun neredeyse tamamına yakınını kapsamaktadır. Bunların da büyük çoğunluğu eş akrabalığından kaynaklanan genetik hastalıklar ve yanı sıra dominant veya taze mutasyon ile oluşan genetik bozukluklar ya da kromozomal hastalıklardır. Farklı sınıflandırmalar yapmak gerekiyor olmakla birlikte daha anlaşılır olması bakımından otizm spektrumu çocuklar, zihinsel veya motor bozukluk gösteren çocuklar, gelişme gerilikleri, morfolojik anormallikler, kas hastalıkları metabolik hastalıklar, sinir sistemi ile ilgili bozukluklar veya epilepsi gibi durumlar mutlak suretle genetik araştırma yapılması gereken kondisyonlardır. Bu gibi durumlarla karşılaşıldığında ya da çiftin yakın akrabaların da bu gibi hastalıklar gözlenmiş ise yeni bir tüp bebek denemesinden önce mutlaka GENETİK TETKİKLERİN YAPILMASI GEREKİR.
-
Genetik Hastalıklı Bebek Nedeniyle Tıbbi Sonlandırma
Prenatal (doğum öncesi) takipte bebekle ilgili yaşamsal önemde bir problem tespit edilirse çifte medikal abortus (gebeliğin sonlandırılması) önerilmektedir. Bu durumda aşağıdaki iki şey çok önemlidir:
-
Bebeğe ait tüm bulgu ve veriler (USG sonuçları vb) dokumente edilip saklanmalı.
-
Bebeğe ait dokudan kromozom analizi yapılmalı ve mutlaka DNA izole edilerek saklanmalı ilk fırsatta elektif testler yapılmalıdır.
BU İKİ PARAMETRE SONRAKİ DENEMELERDE SAĞLIKLI BEBEĞE ULAŞMAK İÇİN HAYATİ ÖNEME SAHİPTİR!
-
Tekrarlayan IVF (Tüp Bebek) Başarısızlıkları
Ne yazıkki tüp bebek denemesi yapan çiftlerin önemli bir kısmı ilk denemede başarısız olur, bunların da yine önemli bir kısmı ikinci ve sonraki denemelerinde de başarısız olurlar. İşte bu çiftleri artık “tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı” grubuna sokmamız gerekmekte ve onlara mutlak suretle gerekli genetik, immünolojik ve diğer testleri yapmamız gerekmektedir.
Özellikle belirtmek gerekir ki, üç kez morfolojik olarak kaliteli veya anöploidi testi normal çıkmış embriyo transferi yapılmasına karşın gebelik gerçekleşmemişse TEKRAR AYNI TÜP BEBEK UYGULAMASINI YAPMAK DOĞRU BİR YAKLAŞIM DEĞİLDİR. Böyle bir durumun arkasında mutlaka erkeğe ait sebep, kadına ait sebep veya uterin/endometriyal bir faktör, ilaç protokolü ile ilgili bir faktör, ilaca cevap ile ilgili bir faktör ve aşağıda belirttiğimiz genomik seviyedeki farklı mutasyon ve varyasyonlar; p53, VEGF-A, LIF, COX2 gibi gen varyasyonları, anjiyogenez ilişkili gen varyasyonları ve expresyon değişiklikleri, sirkadiyen ritim üzerine etkili gen varyasyon ve expresyon değişiklikleri, proteozom, kompleman ve pıhtılaşma basamak genlerine ait faktörler, hücre adezyon molekülleri regulatuar genleri ile ilişkili faktörler, inflamatuar cevap düzenleyici genler, hücre döngüsü düzenleyici genler, renin-anjiyotensin modülatör genlerin varyasyon ve expresyon değişiklikleri gibi faktörler rol oynuyor olabilir.
-
Tüp Bebek Tedavisinin İptali, Yarıda Kesilmesi
Bazen kadının yumurtlama tedavisine verdiği cevap çok düşük olabilir, hiç ya da çok az sayıda yumurta geliştirebilir, bu durumda doktorunuz tedavinizi sonlandırabilir, bazen de yumurta kistleriniz gelişir fakat yumurta toplama işlemi sırasında hiç yumurtanız çıkmayabilir, ya da tüm yumurtalarının hiç olgunlaşmamış (immatür) olarak çıkabilir. Bu durumlarında altında yatan sebep genellikle genetik bir sebeptir ve yeni denemeye geçmeden önce bunları araştırmak bir zorunluluktur.
EMBRİYOLARA UYGULANAN GENETİK TESTLER:
Embriyoların genetik testlere tabi tutulmasına PGT (Preimplantation Genetic Testing) denmektedir. Bunu klasik olarak üç amaç için yapmaktayız:
-
Tüp bebek başarısını arttırmak için (Buna PGT-A diyoruz)
-
Gen hastalıklarını ayıklamak için (Buna PGT-M diyoruz)
-
Kromozomal translokasyon taşıyıcılarında sağlıklı bebek seçmek için (Buna PGT-SR diyoruz)
Genellikle birinci (PGT-A) ve üçüncü amaç için (PGT-SR); NGS (Next Generation Sequencing) tabanlı teknolojiler kullanıyoruz. Bu yöntemler son derece güvenilir sonuçlar vermektedir ve endike hastalarda başarıyı artırmaktadırlar. NGS teknolojisinde embriyonun DNA’sı birçok bölgeden ve çok sayıda okumalar ile kontrol edildiğinden sadece yüksek güvenilirlik değil aynı zamanda yüksek bir çözünürlük de sağlamaktadır.
PGT-M yöntemi tek gen hastalıkları denilen ve genellikle eş akrabalıkları olduğunda daha sık karşımıza çıkan genetik hastalıklardır. Bu grup hastalık içinde SMA, Kistik Fibrozis, Akdeniz Anemisi, FMF, Musküler distrofiler, metabolik hastalıklar, Fenilketonüri gibi hastalıklar yer alır. PGT-M yönteminin diğer önemli uygulama alanı HLA uyumlu kardeş yapılması amaçlı tüp bebek işlemleridir. Bilindiği üzere akdeniz anemisi ve lösemi gibi bazı kemik iliği tutulumu olan hastalıklarda tek tedavi seçeneği kemik iliğinden kök hücre nakli yapılmasıdır. Bu gibi hastalıklardan muzdarip çocuğu bulunan aileler için en önemli problem doku uyumlu donör bulma zorluğudur. HLA uyumlu kardeş amaçlı tüp bebek ve PGT-M uygulamalarımız bu aileler için çok etkin bir yöntem olarak karşımızda durmaktadır. Bu güne kadar çok sayıda aile kliniğimizde bu yöntemden yararlanmış ve hasta çocuklarının iyileşmesini sağlayan sağlıklı kardeş sahibi olmuşlardır.
EMBRİYO BİYOPSİSİ VE NON İNVAZİV PGT:
En çok merak edilen konulardan birisi de embriyo biyopsisinin embriyoya hasar verip vermediği sorududur. Embriyonun 5. güne kadar kültüre edilip blastokist aşamasında biyopsi işlemi yapılması embriyonal hasarlanma problemini hemen hemen ortadan kaldırmıştır. Blastokist aşamasında embriyo iki ayrı departmana ayrılmaktadır; bunlardan birisi bebeği yapacak olan “inner cell mass” (iç hücre kütlesi) diğeri ise plasentayı oluşturacak olan “trofektoderm hücreleri”dir. Biyopsi işlemi bu trofektoderm hücrelerden yapılır yani bebeğin olmadığı diğer taraftan yapılır. Bu durum embriyo hasarlanmasını minimize etmiştir. Anvak tüm bunlara rağmen teorik olarak embriyo hasarlanma riski ihmal edilemez; fakat yıllar içinde edinilen tecrübeler göstermiştir ki embriyoların oldukça güçlü bir direnme ve kendini yenileme potansiyeli vardır. Diğer yandan bilimsel ve teknik ilerlemeler çok hızla devam etmektedir. Bununla ilgili olarak en umut veren gelişmelerden birisi de NIPGT (Non İnvaziv PGT) işlemidir. Bu işlem; embriyodan farklı mekanizmalar ile içinde bulunduğu kültür ortamına salınan serbest DNA’nın toplanarak test edilmesidir. Özetle embriyoya herhangi bir girişim veya biyopsi yapmadan ortamdaki serbest DNA’dan PGT işleminin yapılmasıdır. Bu yöntem çok yakın bir dönemde optimize edilerek yaygın bir kullanım alanı bulacaktır.
TÜP BEBEK İŞLEMLERİNDEN ÖNCE UYGULANAN GENETİK TESTLER:
Evlilik öncesi devletin zorunlu tuttuğu bazı genetik testler vardır. Bu testlere “Evlilik Öncesi Tarama Testleri” diyoruz. Ülkemizde zorunlu olan testler sadece Talassemi (Akdeniz Anemisi) ve SMA (Spinal Musküler Atrofi) hastalıkları bakımından eşlerin taşıyıcı olup olmadıklarının tespit edilmesine yöneliktir. Eğer eşler taşıyıcı ise hasta çocuk riskini ekarte etmek için önlemler almak mümkündür. Bunlardan en güvenilir ve en yaygın olanı PGT-M testidir. Yani bu çiftler Tüp Bebek yöntemi ile sağlıklı çocuk sahibi olabilirler.
Özellikle akraba evlilik oranı yüksek olan ülkelerde bu tarama testleri çok hayati bir öneme sahiptir. Ülkemizde eş akrabalık oranı % 22 kadardır, yani her 5 çiftten biri akraba evliliğidir. Eş akrabalığı sadece SMA ve Talassemi hastası bebek riskini arttırmakla kalmaz diğer yüzlerce genetik hastalığın da ortaya çıkmasına neden olur.
Etrafımıza baktığımızda genetik hastalıklı bebek doğuran çiftlerin hangisi hastadır? Hemen hepsi sağlıklı insanlar ve eşlerdir. O halde bu hastalıkları gizli olarak taşımaktadırlar. İşte EVLİLİK ÖNCESİ TAŞIYICI TARAMA TESTLERİ, BU TÜR GİZLİ TAŞIYICILIK RİSKİNİ ORTAYA ÇIKARAN VE ÖNLEM ALMAMIZI SAĞLAYAN ÇOK DEĞERLİ TESTLERDİR. Kliniğimizde 146 gen ve hastalığın taşıyıcılığını kontrol eden çok kapsamlı ve güvenilir bir taşıyıcı tarama paneli kullanmaktayız. Bazı vakalarda tüm genleri kontrol etmemizi sağlayan WES (Tüm Exom Dizileme) testini de bu amaçla kullanmaktayız.
KLİNİĞİMİZDE SUNDUĞUMUZ GENETİK TESTLER:
-
Genetik Hastalıkların Tanılarının Konulmasına Yönelik Testler:
Bu testler eşlerin ailelerinde veya kendilerinde tanısı konulmamış hasta çocuk varlığı durumunda tanı konulmasını sağlayan testlerdir. Bu çok önemlidir, zira elimizde ancak genetik tanı test sonucu varsa PGT-M yapabilir ve eşlere sağlıklı çocuk verebiliriz.
-
Genetik Hastalıkların Taranmasına Yönelik Testler
Günümüze kadar elde edilmiş genomik verilere göre toplumda her bir birey 5 – 20 kadar hastalık için taşıyıcı olabilmektedir. Yani hemen hepimiz bir veya birden çok hastalık için gizli taşıyıcı durumundayız. Özellikle eşler arasında akrabalık varsa aynı hastalık için ortak taşıyıcılıkları söz konusu olabilir ve bu da hasta çocuk sahibi olmalarına neden olur.
-
Kalıtsal Kanser Riskinin Tespitine Yönelik Testler
Meme kanseri, Over kanseri, Prostat ve Kolon kanseri gibi bazı kalıtsal kanser formlarında tespit edilen gen değişimleri (mutasyonlar) embriyolarda ayıklanarak sonraki kuşaklarda kalıtsal kanser riski elimine edilebilmektedir.
-
Gebelik Kayıplarının (abortus-düşük) Sebebini Tespit Etmeye Yönelik Testler
Düşük yapan kadınlarda bunun önlenebilmesi için önce düşüğün sebebini ortaya koymak gerekmektedir. Örneğin üst üste erken gebelik kayıpları olan bir çiftte kromozom testi normal çıkmışsa “subtelomerik FISH testi yaparak kromozomal translokasyon taşıyıcılığı ihtimali ortadan kaldırılmalıdır. Tüm olası sebepler bazen farklı genetik testler ile bazen genetik tabanlı immünolojik testler ile ya da biyokimyasal testler ile ortaya konulabilir. Bunlara yönelik ileri düzey genetik testler kliniğimizde uygulanmaktadır.
-
Mikroarray testi ve Kromozom analizleri
Bazen sadece kromozom analizi yapmak problemi çozmek için yeterli omamaktadır. Bu durumda daha detaylı ve daha yüksek çözünürlüklü test olan mikroarray testine ihtiyaç duyarız. Bu testi de kliniğimizde uygulamaktayız
-
PGT (Preimplantasyon Genetik Test) Uygulamaları
-
Embriyolarda kromozom taraması (PGT-A, anöploidi taraması) testleri
-
Embriyolarda gen hastalıklarının ayıklanması (PGT-M)
-
Embriyolarda translokasyon taşıyıcılık kontrolü (PGT-SR)
-
HLA Uyumlu Kardeş Seçimi Amaçlı PGT-M Uygulaması
Talassemi (Akdeniz Anemisi) ve Lösemi gibi kemik iliği tutulumu gösteren hastalıklarda tek tedavi seçeneği doku uyumlu bir donörden kemik iliği/kök hücre nakli yapılmasıdır. Bu gibi hastalıklardan muzdarip çocuğu bulunan aileler için HLA uyumlu kardeş amaçlı tüp bebek ve PGT-M uygulamalarımız bir çok aileye şifa sağlamıştır.