Fizyolojik olarak incelediğimizde bir sperm hücresinin yumurta hücresinin içine girmesi sonrası döllenme işleminin en kritik aşamalarından birisi oosit aktivasyonudur. Normalde bu aşama fizyolojik olarak Sperm ve Oosit membranlarının füzyonunu (birleşmesini) takiben sperm başından salınan bazı faktörler sayesinde (Sperm Oocyte-Activator Factor – SOAF) Inositol trifosfat (IP3) denilen bir molekül üzerinden kalsiyum geçişinin tetiklenmesi (Ca+2 osilasyonu) ile başlar.
Tüp bebek uygulamalarında bazen kadın eşten toplanan yumurtalar sperm enjeksiyonu (ICSI) sonrasında döllenmeyebilir. Buna fertilizasyon kaybı denilmektedir. Yumurtanın ICSI sonrası fizyolojik mekanizmalar ile aktive olmaması durumunda yumurtanın suni yöntemler ile aktive edilmesi düşünülmüş ve bunun için bazı yöntemler geliştirilmiştir. Bu yöntemler arasında “PLCzeta” mikroenjeksiyonu, “İonofor tedavisi” gibi uygulamalar yer almış ancak bunların sperm DNA hasar oranını arttırması, prematür akrozom reaksiyonu” (spermin oosite entegrasyonundan önce başlaması) gibi olumsuzluklar gözlenmiş ya da birçok vakada yeterli başarı elde edilememiştir.
Son zamanlarda yumurtanın döllenmesi için suni aktivasyon metodları arasına “Piezo Elektrik Aktivasyonu” yöntemi girmiştir. Piezo elektrik uygulamasının mekanizması; yumurtanın hücre membranı içerisinde bulunan kalsiyum kanal proteinlerini elektromanyetik akım sayesinde harekete geçirmesi ve bu kanalların açılmasını takiben kalsiyum geçişini (kalsiyum osilasyonu) tetiklemesidir ve her geçen gün daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Gen-art tüp Bebek ve Üreme Biyoteknolojisi Merkezi, Piezo elektrik yöntemini sadece ülkemizde değil dünyada ilk kullanan kliniklerden birisidir. Döllenme sorunu olan hastalarda (TFF vakalarında) Piezo elektrik yöntemi ile başarılı sonuçlarımızın bildirildiği ilk makalemiz bundan yıllar önce 2010 yılında infertilite konusunda dünyanın en prestijli dergilerinden birisi olan “Fertility & Sterility” dergisinde yayınlanmıştır (Fertility and Sterility Vol. 94, No. 3, August 2010). Bunca yıl sonra bu teknolojinin birçok klinikte kullanılmaya başlamış olması Gen-Art’ın adında yer alan “Biyoteknoloji” kelimesinin anlamını ortaya koymaktadır.